16 Şubat 2011 Çarşamba

...

Baktı gözlerime ve "anlıyorum" dedi."Anlıyorum" demek "sorununu anlıyorum ve çözüme ulaştırmak için elimden geleni yapıyorum" demekti oysa...Ama o beni anlamıyordu aslında.Anladığını sanıyordu yahut bir deli olduğumu düşünüp örtbas etmeye çalışıyordu.Her zaman ki gibi yanlış kelimeler seçiyordu.

Acaba sadece yanlış kelimeler miydi sorunumuz? Yoksa benim bilinçaltımda köklenmiş yaban otları mıydı da ben farketmeden kişiliğimden sapmış yolumu araken onu yanlış yolda buluyordum?Neydi beni bu kadar saptıran? Yine onların pisliklerinde yüzerken paranoya yapmış olabilir miydim? Ve yine onların pisliklerinde mi kaybolmuştum ben?

Tüm bunlar sadece birkaç saniyede geçmişti beynimin büyük gayretle yaşamda kalan o küçük parçasından ve ben yine tek bir kelime daha duymamak için yanıtladım: "özür dilerim"

Oysa özür dilemem gereken birşey yoktu.Tamam olabilirdi,kaldı ki özür dilemeyi iyi bilen biriydim...Ama bu defa yoktu! Belki sadece birkaç dakika kadın olmayı denese,(hayal etmesi de yeterli) evet,beni gerçekten anlayabilirdi.sokakta,trafikte,işte,okulda,pazarda,manavda...dairesinin kapısında bile karşı komşusunun tacizine maruz kalabileceğini bir kere hayal etse...belki o zaman beni anlayabilirdi...Ama anladığı benim hissettiklerimin sadece fragmanı olabilirdi yine de...Razıydım...Düşünmesi yeterliydi...

Bencil olmak doğamızda var biliyorum.Bencil değilim diyen yalan söyler.Kim hoşlanmaz ki beğenilmekten ve bunun dile getirilmesinden?Yani sen,"anlıyorum" derken bencillik etmiş olmuyor musun biraz? Elbette ki buna kızmam kendimle çelişmemdir -ki kızmadım,kızamam da...Ama bu defa anlama beni n'olur? "Anlayamam" de.
"anlayamıyorum"de...Temizlenmesi mümkün olmayan pislikler için bana umut verme!
"Anlıyorum" deme...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder